Temel tıp bilimleri eğitimi içerisinde anatomi, fizyoloji, histoloji, biyokimya, genetik, farmakoloji, patoloji vs. Aslında hekimlik mesleği ‘’Nutrition’’ bilimine en yakın bilim dalıdır. Bence sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın en temel sorunlardan birisi de budur. Hem ABD’de ve hem de Avrupa’da tıp fakültelerinde profesyonel beslenme eğitimi verilmemektedir. Oysa ülkemiz tıp fakültelerinde verilen onlarca ders arasında İngilizcede ‘Nutrition’’ olarak bilinen ‘’Beslenme Bilimi’’ okutulmamaktadır. Peki biz nasıl yanıt veririz? “Eeee, yap tabi, limondan ne zarar gelir ki.” Hastalara göre hekimler beslenme konusunda adeta bilgedirler. Poliklinikte hastalar ‘’Hocam ben onla bunu karıştırıyorum, bir de limon sıkıp her sabah içiyorum, nasıl iyi yapıyor muyum?’’ diye sorup dururlar. Bizim ülkemizde hastalar hekimleri beslenme uzmanı zannederler. Ne demek yahu bu? Neyi anlatıyor bu laf? Lütfen söyler misiniz 15 dk.lık bir poliklinik ziyaretinde elinizdeki kitabın özetini nasıl anlatayım ki? Üstelik daha arkada saatine bakıp duran kaç hasta bekliyorken.īu arada ülkemizdeki yaygın bir kanıyı da sizinle paylaşmak istiyorum. Eskiden benim klasik cevabım -genelde çoğu hekim gibi- şöyle olurdu “az yağlı, az tuzlu sebze ve meyve ağırlıklı beslenin, haa bir de spor yapmayı ihmal etmeyin” derdim. “Hocam kurban bayramında biraz et yiyebilir miyim?” derler. “Spor yapalım mı? Bir daha kalp krizi geçirmemek için yeme içme işi ne olacak? Hocam nasıl kilo verebiliriz? Tuz yemeyeceğim değil mi?” derler. Hastalarım haklı olarak ne yiyip ne içeceklerini sorarlar ve bu soruyu da genellikle tam çıkarken 10-15 saniye içerisinde cevaplamamızı beklerler. Bu uzun zaman dilimi içerisinde on binlerce hastayı tedavi ettim. Yaklaşık 22 yıldır aktif hekimlik yapmaktayım. 1 yıl içinde tüm kilolar geri alındı (olacağı da buydu zaten). O iki yılın yorgunluğunu hala atamadım desem yeridir.
İki yıllık süre içerisinde topu topu 8 kilo verebilmiştim. 2013’de Berlin maratonunu 3 saat 58 dakikada koştum. İlk maratonum 2012’deki Avrasya maratonuydu. Sorunsuz maraton koşusu için hazırlık koşuları yapmak gerekir ki bu hazırlık yılda 1000 km.’den fazladır. Maraton koşusu fiziksel ve psikolojik açıdan bilinen en ağır sporlardandır. İnanır mısınız, kilo verip iyi görüneceğim diye iki kez maraton dahi koştum. Dahası beraberinde çoğu zaman spor da yaptığınızdan yorulup, halsiz düşersiniz. Çünkü açlık ve yorgunluk bedeninizi ve beyninizi yiyip bitirir. Ne yaparsanız yapın, hiçbir diyeti bu nedenle 4 ila 6 aydan fazla sürdüremezsiniz. Açlık, halsizlik ve yorgunluk diyet yapanların en zor problemidir. Onlarca kez diyet yaptım, kilo verdim ama her defasında -bir çoğunuz gibi- fazlasıyla geri aldım. Hayatım boyunca kilo vermeye ve iyi görünmeye uğraştım. Şişman bir anne-babanın şişman çocuğu olarak büyüdüm.